Kişisel Gelişim

Normalden Doğala…

Normal nedir sizce?
Hayatın nasıl gidiyor?
-Normal..
İşler nasıl?
-Normal…
Nasıl bir insan?
-Normal…
Normal kelimesini hepimiz, toplum içerisindeki çoğunluğun kabul ettiği durumlar için kullanıyoruz.
Göze batmayan, bir sivrilik, aykırılık içermeyen, sıradanlığı hakkında bile konuşmaya gerek duyulmayan haller için.
Tadı nasıl?
-Normal…
Benim için en çok kullanılan hali yıllar önce şöyle idi,
-Normal ol biraz!
-Normal olmak kötü değil ki, ne var biraz sıradan olsan, herkes gibi olsan…
Nedir peki “Normal olmak”?
Normal olmak bir kalıptır. Normal olmak, senden istenen bir kalıbın içine girmektir. Beklenmeyen bir şey yapmaman için konulmuş bir bariyerdir. Sürprizlere açık olmamaktır.
Tadı nasıl?
-Normal

Bir şeyin tadı normal olamaz,

Doğal olabilir, lezzetli olabilir, tuzlu, tatlı, sulu, sıcak, soğuk, muhteşem, kötü, domates gibi, ağzımıza layık olabilir…

Yaşamda “normal” yoktur.

Peki biz kendi alışkanlıklarımız için neden “normal” diyoruz o halde. Bu konuda azıcık düşünmeliyiz.

İşlerimiz normal gitmez, doğal seyrinde gider.

Her eylemin, her gerçek varlığın, her şeyin bir doğası vardır. Ama normali yoktur.

Her elma bir diğerinden farklıdır. Her insan, her gün, her öğün, birbirinden farklıdır, aynı şeyi yiyor olsanız bile.

Onu yediğiniz zamanki ruh haliniz, vücudunuzun ihtiyaçları, duygularınız, her şey her an değiştiği için, algınız da o aynı yemeği her seferinde başka algılar.

Fakat bizler, kendisini dinlemesi bir şekilde kısıtlanmış varlıklar olarak, bu farklılıkları görmezden gelmeye programlanmışız.

Normalleşmek, normal olma hali, kendimizi, farklılıklarımızı, küçük yaşam keyiflerimizi, gelmekte olan bir sorunun sinyallerini, hayata dair ip uçlarını görmezden gelme halidir.

Lütfen, çok basit bir egzersiz yapalım, önümüzdeki birkaç gün boyunca.

Normal demeye alıştığımız her şey için ‘doğal’ kelimesini kullanalım.

Yavaş yavaş, doğal kelimesinin yetersiz kaldığı yerlerde, durumun özelliğine dair bir şey söyleme ihtiyacına geçeceğiz böylelikle. Sonraki adımda, durumu, tadı, olayı tasvir etmek için kullandığımız her sıfat, bizim ‘öngörümüzü’ güçlendirmeye yarayacak, olayları, durumları, özellikleri daha net algılayabilmemize olanak sağlayacaktır.

Bu çok basit bir egzersizdir ama hayatınızın küçük keyiflerini size kocaman kırmızı kurdeleli bir paketle geri hediye eder.

Kendiniz, kendi hayatınız, hayatınızdaki her an ve oluşum için daha fark eder olmak, sizi eşsiz benliğinize daha da yaklaştıracak, gözlerdeki kalın katarakt tabakasını sıyıracaktır.

Unutmayalım ki, normalleşmek kendi hayatınıza ölmek demektir.

Bizler bu dünyada varlığımızı, olduğumuz şeyi olmayı deneyimliyoruz. Deneyimlemeye geldiğimiz şeyden kaçmayıp, muhteşemliğini yaşamalıyız.

Tüm sevgimle.

Esra Uyman

Esra Uyman Hakkında

Esra Uyman, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil bölümünde okumuş, 17 yıl aktif olarak Türkiye'nin önde gelen firmalarında moda tasarımcısı olarak çalışmıştır. Kendini tanımak için çıktığı kişisel gelişim yolculuğunda dünyanın çeşitli yerlerinde, alanlarında önemli yerlere sahip isimlerden eğitimler almış ve eğitmenlik hakkı elde etmiştir. Metafizik ve Ezoterik Öğretmen diplomasını World Initiatives School of Esoteric Studies'den almış, Tayland'da Tantra Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, Güney Afrika'da Şamanik çalışmalara katılmış ve kolaylaştırıcı olarak görev almıştır. Lucid rüyalar, organizasyon konstelasyonu, nefes koçluğu, sufi dans, ayurvedik walking masaj teknikleri eğitimlerinin yanı sıra uluslararası (ICF) Jungian Coaching sertifikasını Dr. Avi Goren-Bar'dan almıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir